03/03/2018

Zalime Bedduam Hak Olsun





        Müslümanlar olarak hemen her gün gündemimize düşen olaylardan dolayı İslam dünyası ile birlikte daha çok acı çekmekteyiz. Son yıllarda bu durumun İslam Ülkelerinde dayanılmaz boyutlara ulaşmış olmasına rağmen, insanlık adına görev üstlendiği iddiasında olan uluslararası kimi kuruluşların ya kahredici bir suskunluğu yeğlediği ya da açıkça zalimlerden yana tavır aldığı açıktır. Medya ve kitle iletişim vasıtalarına yansıyan yürek yakan zulüm görüntüleri, çoğu kere söylenecek söz bırakmamaktadır. Sözün bittiği yere gelindiği kanaati yaygın bir haklılık kazanmış bulunmaktadır. Kısacası, genel anlamda Müslümanlar için zor dönemler bir türlü gündemden düşmemektedir.

Peygamber Efendimiz bir  hadis-i şerif’te işin âhirete uzanan boyutunu da şöylece açıklamış bulunmaktadır: “Zulüm işlemekten sakının. Çünkü zulüm, kıyâmet günü karanlıklara  dönüşür.”( Müslim, Birr 56.) Kıyamet gününün kendine özgü dehşeti içinde bir de dünyada iken işlenen haksızlıkların sebep olduğu karanlıklar içinde kalmak, esasen aklı başında hiçbir kimsenin isteyeceği bir durum değildir. Bunun çaresi dünya hayatında bütün çeşitleriyle zulümden uzak kalmaya çalışmaktır. Zulmün Üç Boyutu Konuya yönelik değerlendirmede bulunan İslam bilginleri genel bir tasnif olarak zulmü üçe ayırmışlardır: 
1. İnsan ile Allah arasındadır: Şirk, küfür, nifak ve isyan 
2. İnsanlar arasındadır: Haksızlık, öldürme, iftira vs. günahlar 
3. İnsan ile nefsi arasındadır: Allah’a karşı görevlerini yapmamak ve insanlara zulmetmek suretiyle kişinin kendi nefsine haksızlık etmesi.

Aslında acizler zulmeder. Zaman zaman zulüm, “zeval aklına gelmeyecek” derecede şiddetlenir ve yaygınlaşır. Fakat hiç ummadığı bir zamanda, aklının kıyısından geçmeyen bir sebeple birden yok olur gider. 
Günümüz dünyasında egemen güçlerin özellikle Müslüman toplumlara yönelik acımasızca uyguladıkları, tüm çeşitleriyle zulüm, asla cevapsız kalmayacaktır. Zira bu zulmün muhatapları mazlumların duaları-dilekleri ile Allah arasında perde yoktur. Onların âhları doğrudan Allah’a ulaşır. Allah Teâlâ ise, zalimleri cezalandırmayı erteler (imhâl eder) ama asla ihmal etmez. Bu gerçek ne güzel ifade edilmiştir:
“Hak sillesinin yoktur sedâsı.
Bir vurdu mu bulunmaz devâsı.”

Bir hadis-i kudsi’de o şöyle buyurur: “Ey kullarım, ben zulmü kendime haram kıldım. Sizin birbirinize zulmetmenizi de haram kıldım. O halde birbirinize zulmetmeyiniz.”(Müslim, Birr 55)
Bir âyet-i kerimede de “Biliniz ki, Allah’ın la’neti zalimler üzerinedir”(Hud (11),18) buyurur. Bu demektir ki, Allah Teâlâ, zalimleri rahmetinden uzak tutacaktır. O’nun rahmetinden uzak kalmak ise, en ağır ceza ve en büyük mahrumiyettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz