07/04/2018

Mazeretsiz Bir Ömür



وَلَتَجِدَنَّهُمۡ أَحۡرَصَ ٱلنَّاسِ عَلَىٰ حَيَوٰةٖ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْۚ يَوَدُّ أَحَدُهُمۡ لَوۡ يُعَمَّرُ أَلۡفَ سَنَةٖ وَمَا هُوَ بِمُزَحۡزِحِهِۦ مِنَ ٱلۡعَذَابِ أَن يُعَمَّرَۗ وَٱللَّهُ بَصِيرُۢ بِمَا يَعۡمَلُونَ                                                                                                                                
"Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardan; hatta Allah'a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister. Halbuki uzun yaşamak onları azaptan kurtaracak değildir. Allah onların bütün işlediklerini görür."
( Bakara 2/96)
      Ayette, insanlar içinde ahireti düşünmeden dünya hırsına en fazla kapılanların Yahudiler olduğu ifade edilmektedir. Bu durum tecrübeyle de sabitir. 

Onun için ayette "Onlar, insanların yaşamaya en düşkün olanlarıdır" denilmeyip, "Onları, insanların yaşamaya en düşkünü olarak bulursun" buyrulmuştur. 

İşte iddialarındaki bu samimiyetsizlik nedeniyle bir ayette yüce Allah onları "zalimler" diye nitelemiştir .Çünkü muharref Tevratı oluş turan beş kitapta da ahiret fikri son derece zayıf ve müphemdir. 

Nitekim Yahudiliğin buyruklarının Tevrat'ta yer alan bütün yaptırımları dünyevidir.Dünyaya teşvik ve dünya hayatıyla ilgilidir. İyilik yapanlar için sıhhat, afiyet, bolluk,evlat çokluğu, düşmanlara karşı galibiyet ve hákimiyet, isyan edenler için hastalık, kıtlık, mağlübiyet ve esaret Tevrat'ta sık sık tekrarlanan yaptırımlardır.

Peygamber’imiz (S.A.V.): Allah, altmış yıl ömür verdiği kişinin mazeret gösterme imkânını ortadan kaldırmıştır" (Buhari, Rikak 5) buyuruyor.

Dünyaya geliş amacını anlamak, hayatı anlamak ve sorumluluklarına sahip çıkmak için insanoğlunun bir tecrübe zamanına ihtiyacı vardır. Bu zamanın azami süresi altmış yıldır. Daha kısa sürelerde de insan tecrübe imkánı bulur ve kendisine göre bir yaşayış tarzı benimser ve bunun hesabını vermeye de razı olur. Hadisimiz "Altmıs yal yaşamamış olanlarn ahrette mazeret ileri sürme hakları vardır" anlamına gelmez. 


lyiyi kötüyü tecrübe edip tanıyacak kadar yaşamış olan herkes, mazeretini dünyada ileri sürecek ve kusurlarını orada telafi edecektir. Artık onlar için ahirette mazeret beyan etme imkanı yoktur. Ama nihayet 60 yıl yaşamış olan birinin hiç böyle bir şeyi aklından geçirmemesi lazımdır. Altmış yıl, herşeyi yerli yerine koymak için yeterli bir zaman ve fırsattır.

05/04/2018

Amelini Küçük Görme Çünkü Sen Muhteşemsin



      Peygamberimiz (S.A.V)’in ashabından Ebu Zer  (ra) bir gün kendisine, Ya Resulellah! Bana tavsiyede bulununuz, der. Efendimiz: Sana Allah'a karşı gelmekten sakınmayı tavsiye ediyorum. Çünkü Allah'ın azabından sakınmak/takva bütün amellerin başıdır, buyurur. 

Ebu Zer (ra), tavsiyelerin devamını İsteyince Peygamberimiz: Kur'an oku ve Allah'ı zikirle meşgul ol! Zira Kur'an kIraati ve Allah'ı zikir senin için yerde bir nur, gökte de zikredilmene vesile olur, der. 

Ebu Zer (ra) tavsiyelerin daha da artırmasını ister. Bunun üzerine Efendimiz: Çok gülmekten sakın, çünkü o kalbi öldürür ve yüzünün nurunu giderir, buyurur .Ebu Zer vazgeçmez ve biraz daha tavsiye ister. 

Efendimiz devam eder: Cihad et! Zira cihad ümmetimin ruhbaniyetidir. Fakirleri sev, onlarla otur kalk, ilgilen. Kendinden asağı seviyede olanlara bak, kendinden üstekilere bakma, böylece Allah'n sana verdiği nimetleri küçümsememis olursun. Kendi yaptıkların seni başkalarına dil uzatmaktan alıkoysun. Kendinde olan ayıpları görmeyip başkalarında olanları ortaya çıkarman ayıp olarak sana yeter.

Affedebilme Asaleti




Bir defasında Allah Rasulu'nun huzuruna hırsızlık yapan bir adam getirdiler. Şahitlerin dinlenip suçunun sabit olması üzerine Efendimiz’in emriyle eli kesildi. Bu sırada Efendimiz'in yüzünden açıkça okunuyordu. Sanki yüzüne kül serpilmiş gibiydi.
"Ya Rasulallah!Her halde bu size çok ağır geldi" dediler. Bunun üzerine Efendimiz "Benim elimden bir sey gelmez Oysa sizler arkadaşınız aleyhinde şeytana yardmcıoldunuz. Allah affedicidir, affetmeyi sever. Fakat şer'i cezayı gerektiren bir suçu işleyen kisi yöneticinin huzuruna getirildiğinde ona ceza uygulamak da onun görevidir" buyurdu.

Efendimiz affın, taraflar hakimin huzuruna çıkıp yasalar uygulanmaya konulmadan önce, kendi aralarında anlaşmaları yoluyla olması gerektiğini söyler ve masum birini yanlışlıkla cezalandırmaktansa, suçlu birini yanlışlıkla affetmenin daha hayırlı olduğunu ve hakimlerin bu nedenle hep af yolunu tutmalarını isterdi.

Sahabenin önde gelenlerinden olan İbn Mes’ud da şöyle derdi: "Bir kardeşinizi günah işlerken gördüğünüzde şeytanın sevincine katılarak ona kötü söz söylemeyin. O günahtan kurtulması için Allah'tan yardım isteyin"(Hayati's-Sahabe, 111/18)

Şairin dediği gibi hepimiz, Allah'ın af ve merhametine muhtaç olan günahkârlarız:

Ey rahmeti bol padişah cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah cürmüm ile geldim sana
Hadden tecavüz eyledim, günah deryasını boyladım
Malum sana ben neyledim cürmüm ile geldim sana
Ahmet Kuddusi

03/04/2018

Zenginin İslâmi Bakışı



         Bir toplumun zengin ile fakir kesimi arasındaki ekonomik fark adeta bir uçuruma dönüştüğünde, bu toplumda huzur ve emniyet kalmaz.Bu yüzden zenginleri cimri, Cimrileri de zengin olan bir toplum çok bedbahttır. 

Buna mukabil zenginleri Cömert, cömertleri de zengin olan bir toplum ise çok bahtiyardır. Bu sebeple bilhassa varlıklı müminlerin hak, adalet ,kardeşlik, yardımlaşma, İnfak, yoksulu gözetme gibi İslam ahlakına sahip olmaları elzemdir. 

Fakat, aynı şekilde yoksul müminlerin de sabır kanaat helal rızık peşinde koşmak, başkasının malına göz dikmemek, kin gütmemek gibi ilahi emirlere riayet etmeleri şarttır. Ancak böyle bir toplumda kavga ve düşmanlıkların yerini muhabbet ve kardeşlik alır.

Hazreti Ali buyurur:
Dört şey devam ettiği müddetçe din ve dünya huzur ve selametle ayakta duracaktır.
1.Zenginler kendilerine verilen mal ile cimrilik etmedikçe
2.Alimler öğrendikleri ve bildikleri şeyle amel ettikçe
3.Cahiller bilmedikleri şeyle kibirlenmedikce
4.Fakirlerde dünyaları için ahiretlerini satmadıkları müddetçe

O El Benim Olsa



       Hazreti peygamber ashabından cerir bin Abdillah anlatıyor: Biz bir gün sabahleyin Resulullah'ın huzurunda bulunuyorduk. Mudar kabilesinden çuval gibi aba kumaşını delip başlarından geçirmiş, yarı çıplak bir topluluk Rasullaha geldi.Onların üzerinden akan fakirlikten dolayı, Rasullahın yüzü değişiverdi. 
Ezan okunup namaz kılındıktan sonra efendimiz mescidde bulunanlara hitap etti ve sözlerine Nisa Suresi 5. Ayeti ile Haşr suresi 18. Ayeti okuyarak başladı. 

“Ey insanlar! sizi bir tek nefisten yaratan ondan da yine onun zevcesini var eden, ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbimize karşı gelmekten sakının. Kendisiyle adını anarak birbirinize dileklerde bulunduğunuz Allah'tan akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Çünkü Allah mutlaka üzerinize tam bir gözetleyicidir.” 

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarın için ne gönderdiğine baksın. Allah'tan korkun çünkü Allah ne yaparsanız hakkıyla haberdardır.” 

Bu iki ayeti okuduktan sonra herkes dinarından, dirheminden, yiyeceğinden bir ölçekte olsa buğdayından, kazancından, hurmasından, hatta elinde olan bir hurmanın yarısından bile olsa tasaddukta bulunsun buyurdu. 
Derken ensardan bir adam büyük bir torba getirdi, ağırlığından ötürü neredeyse onu kaldıramıyor du. Mudarlılar da birbiri peşine sıraya girmişti.Nihayet yiyecek ve giyecek de iki  yığın gördüm ,sonunda gördüm ki, Resulullah'ın yüzü altın ile kaplanmış gibi parlıyor.Derken Rasulullah yukarıda geçtiği gibi şöyle buyurdu: 

''Kim İslam'da iyi bir çığır açarsa ,açtığı çığırın ecri ve kendisinden sonra,o çığırla  amel edenlerin ecirleri,sevaplarından hiçbir şey eksiltmeden ona aittir. Kimde İslamdan müslümanlar için de kötü bir çığır açarsa, açtığı çığırın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksilmeden ona aittir.''

Kıyamete dek hayırlar kazanmaya devam etmek hayrı teşvik etmeye bağlanmıştır. Küçücük bir çabaya sonsuz mükafat… Şairin dediği gibi;

Canlar canını buldum bu canım yağma olsun
Assı ziyandan geçtim dükkanım yağma olsun
Yunus ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz