Mükemmel
olarak yaratılmış İnsanın üç dönemi vardır. Bu dönemlerin birincisi olan
çocukluk döneminde, Allah katında mes'ul
değildir. Üçüncü döneminden devam edersek,yaşlılık bir anlamda zorunluluklar dönemidir. Yaşlılık,hür iradeyle seçilmiş bir yaşam değil, gençlikte
tercih edilmiş yaşam tarzının devamı niteliğindedir. Gerçekte insanı eşref-i
mahluk yapan da, esfeli safiline düşüren de gençlik dönemidir. Gençlikte
insanlar üçüncüsü olmayan iki hayatla karşı karşıyadır. Ya Allah'a yakın bir
hayat veya şeytana. Ya Rabb'ine kul olacaktır ya da O,nun dışında her şeye ...
Çünkü Rahmani ve şeytani tercihler, insanın sorumlu olmadığı çocukluk dönemi ya
da zorunlulukların tercihleri belirlediği yaşlılıkta değil, gençlikte
anlamlıdır.
Bundan
dolayıdır ki küfür, gençlerimizi ifsat ediyor. Küfür patentli ürünler, sapık ideolojiler, ahlaki tercihler,eğlence vs. hep
gençleri zehirlemeye yöneliktir.
Şu hakikati
unutmamalıyız ki,Allah bir kavim için hayır dilerse, onların gençlerine
hidayet eder. Çünkü hakkın ikamesi güce muhtaçtır. Gençler hakkın ikamesi için
gerekli olan güç ve cesaret potansiyelidir.
Bugünün gençliğinde
her nekadar ümit kıran bazı durumlar olsa da,Rabb'ine talip bir nesil var.Bunu
Fatih belediyesi kütüphanesine gittiğimde, özellikle üniversite gençliğinin o
gayret ve gözlerindeki ışığı görünce ümidim bir kat daha arttı.Allah'a hamd
olsun. Günümüzün gençlerine düşen
geçmişteki, emsallerini tanıyıp onların izinden gitmek,taklit etmek, onların
süslendiği özelliklerle süslenmektir.
Özellikle sahabe gençliğinin en belirgin vasfı, Rabb'lerini tanıyor
olmalarıydı. Rabb'lerine, O'nun isim ve sıfatlarıyla kulluk ettiler. Herşey
onlara hizmetkar oldu.
İnsanların özellikle sahabe gençlerinin fıtratlarında olan duygular, Allah'ın ayetleri ve kainat kitabıyla terbiye
edildi. Hissettikleri herşey kulluk yolunda onları bir adım ileri taşıdı.
Ne mutlu bu
yolda olan gençlerimize!