Günahın
maddi veya manevi kirlilik olarak görülmediği bir çağda yaşadığımızı ne yazık
ki itiraf etmek zorundayız.Sadece insan hakkı olarak önümüze konan ve esasen
bir günah olan konular dışında "günah”gitgide gündem dışına itilmektedir.
Zina bir başlık olmayı yitirmekte ama "tecavüz" yer yer suç olarak
anılmaktadr.
İleriki
dönemlerde tecavüzün de suç olmaktan çıkabileceğini söylemek herhâlde mübalağa olmayacaktır.
Günah, insan
kadar eski ve insan kadar köklüdür. İlk insanlardan itibaren toprak, insanın günahlarına
şahittir. Allah'n hidayetini insanlara getiren hükümran peygamberlerin olabildiği
dönemlerde günahın yaygınlaşması azalır gibi olmuştur. Medine'de İslam Medeniyeti
berrak bir zeminde yükselmeye başlayınca günahlar en azından kapalı alanlara çekilmiş,
alenen günah işlenme seyri azalmıştır. Medine İslam Medeniyetinin yükseli şindeki
duraklama ile beraber günahların yaygınlaşması da yeniden hız kazanmış,
asırlara yayılan uzun zaman içinde yeryüzü cahiliye idrakine yeniden
dönmüştiür.
Günümüz
açısından günahlarda iki önemli husus, iman eden ve Allah Teâlâ 'nın günahsız
bir hayat emrettiğini bilen her isan açısından göze batmaktadır. Bu iki hususun
birincisi,günahların gelişen teknolojinin de desteği ile yaygınlaşmas. İkinci
husus
da şudur:
Günahların yaygınlık kazanması, kişileri aşıp köye,mahalleye mâl olması,
neticesinde günahların kamulaşmasını beraberinde getirmiştir. Artık günahlar,
kaçak/gizli işle nen suçlar değil, kanunlar himayesine alınmış haklar durumuna
gelmiştir. En adi suçu işleyen bir insan bile devletin himayesi altında Allah'a
isyan eder olmuştur. Bu vahim süreçte meseleyi sadece insanlık ve ahlak boyutu
ile ele alabileceğimiz, halkı Müslüman olmayan ülkelerde durum böyle iken halkının
Müslüman olduğu, ezanların okunduğu ülkelerde de, diğer ülkeleri aratmayacak
bir kanunla günahı himaye etme vahameti gelişmiştir. Günahlarn en küçüğünden en
büyüğüne kadar ayıplık perdeleri bile parçalanmış, günahkâra müdahale suç
olmuştur.
Günahların
nesillere taşınmamasına karşı birinci derecede sorumluluk taşıyan ailelerin de,
elleri kolları bağlıdır. Bir yandan günahsızlığı ve asil ahlakı öğretme
ortamının aileden alınması, diğer yandan da ailenin yeni nesle karşı
yaptırımının bilhassa belli bir yaştan sonra men edilmesi, yasallaşan
günahkarlığın zeminini oluşturmaktadır.
Esasen
günah, yani insanı yaratan Allah'a karşı insanın suç işlemesi mantıksızlıktır.
İyi kullanılan bir akıl günaha manidir.
Aklın günah
üretmede ve günahı yerleştirmede kullanılması ise önümüzde duran çelişkinin
adıdır zira, günahın çirkinlik ve mantıksızlıktan başka bir yorumu olmamalıdır.
Allah aklı selim
olmayı nasip etsin!
Eyvallah hocam Rabbim ümmeti Muhammed i istikamet üzere daim eylesin..
YanıtlaSilEyvallah hocam Rabbim ümmeti Muhammed i istikamet üzere daim eylesin..
YanıtlaSil