Bütün insanlar İslam fıtratında İslam'a uygun bir
yaratılışta doğar. Buradan anlaşıldığına göre insan da ezelden beri iman vardır
Sonraları âsilere ve ehl-i küfre uyuyarak onlar gibi kötülüğü benimseyenler
çıkar. İnsana akıl verilmiş, yol gösterilmiş ama iradesinde serbest
bırakılmıştır. İyi ya da kötüyü kendi seçer.
Allah insanlara hidayet verir
onlara çıkış yolunu gösterir onları doğru yola yönlendirir. Elbette o
istediğine hidayet verir ancak bu istediği kişiler hidayeti isteyenlerin
içindedir.
Ta ruhların ilk meclisi'nde “Ben sizin rabbiniz değil miyim” diye
sorduğunda ona” Galu bela”(Evet) demiştik. Onun için hepimiz imanlı olarak ve hidayet
üzere dünyaya geliyoruz ancak karakterinde zafiyet, hafızasında eksiklik
olanlar bu sözü unutuyorlar sözlerinde durmuyorlar. Gerçi onlara verdikleri söz
unutur oluyor bu da onların kaderleridir.
Hayatın düzeni böyle kurulmuş. Başka
türlüsü de düşünülemez ,başka türlü bir düzen düşünülemez. İnsanların kaderinde
günah işlemek olmasaydı, o zaman kaderinde Melek olarak yaratılırlardı.O zaman
cüz’ i iradeleri de olmazdı.
Cenabı Hak el- Hadi isminin tecellisi ile
kullarına hidayet verir yol gösterir. Hidayet demek insana akıl ve muhakeme
kabiliyeti vermek, ebedi mutluluğunu sağlayacak doğru ve şaşmaz yolu göstermek demektir.
Yaratılışı sebebiyle bunu verdiği gibi peygamberleri vasıtasıyla da yol
gösterir.
Kur'an'da Hadi ismi 8 yerde Allah'a, iki yerde Hazreti Peygambere
izafe edilmiştir. Hidayet demek, yolunu şaşıranlara rehberlik etmek demektir,
bunları sapıklıktan kurtarmak demektir.Allah daima kullarının iyi olmasını
istiyor,bunun için hidayette olmalarını istiyor. İnsanlar ona her zaman şükran
borçludur.Bu teşekkür ancak onun istediği yolda yürümekle,dürüst ve şerefli
olmakla yapılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder