31/03/2018

Kâfirlerin Ameli Fayda Verir mi ?


         Kâfirin amelleri ister iyi ister kötü olsun, sadece küfürden dolayı cehennem azabını hak etmiştir. Allah'a, peygamberlerine, ayetlerine ve ahiret gününe veya bunlardan birine inanmayan kimsenin kafir olduğunu ve kafirler içinde cehennem azabı olduğunu bildirmektedir. 

Örnek olarak Nisa suresinin 150. ile 151. ayetlerini dikkat ettiğimizde Allah bu ayetlerde buyuruyor ki:” Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ,Allah ve peygamberlerinin arasını ayırt etmek istiyorlar.Ve biz bir kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyorlar. ve küfürle iman arasında bir yol edinmeyi istiyorlar. Onlar tam kafirlerdir. Ve biz kâfirlere perişan eden bir azap hazırladık” Bu buyruğa göre Allah'a ve peygamberlerine inanmamak veya Allah'a inanıp peygamberlere inanmamak, yahut peygamberlerinden birine inanıp birine inanmamak, bunların her biri birer inkar ve küfürdür. Küfrün cezası da, rezil ve zelil eden azaptır.
Sonra En’am Suresi'nin 130. ayetinde, ondan önceki ayetlerde şeytanlar için ve onların peşinden gidenler için, sürekli azap verileceği kararı duyurulduktan sonraki bu 130 nolu ayette de buyuruluyor ki:” Size benim ayetlerimi anlatan ve karşılaşacağınız şu gününüzden  dolayı sizi korkutan, sizden peygamberler gelmedi mi? onlar biz kendi aleyhimizde şahidiz dediler. Dünya hayatı kendilerini aldattı ve kendilerinin kafir olduklarına şahitlik ettiler.” 

Bu ayette peygamberlerin sözlerine inanmayanların, onların getirdikleri Allah'ın ayetlerine inanmayanların ve ahirette iman etmeyenlerin kafir oldukları bildirilmiş ve onların ebediyyen cehennem azabına hak kazandıkları belirtilmiş, amellerin nasıldı, nasıl değildi hiç göz önünde bulundurulmamıştır. Bu, Zümer suresinin 71 ve 72. ayetlerinde de anlatılmış ve şöyle buyurulmuştur:

''Kafirler cehenneme doğru grup grup sevk edilirken Cehennem kapıları onlara açılacak ve oradaki görevliler (melekler) onlardan şöyle soracaklar; size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve şu güne erişeceğiniz den dolayı sizi korkutan sizden peygamberler Size gelmedi mi? Evet geldi diyecekler, ama kâfirlere azap edilmesi hükmü hak oldu. Onlara içeride ebediyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin denilecek.'' 

Dünyada Peygamberlere ve onların getirdikleri ayetleri, ve ahiret gününe inanmayıp reddedenler bu ayette de kafir olarak belirtilmiştir. Küfür ve imansızlıktan başka onların daha başka birtakım günahları var mıydı, yok muydu bunlardan dolayı bunların cehenneme hak kazanıp kazanmadığı gibi şeyler, hiç anlatılmamıştır. Bundan sonra da Mülk suresinin 8. Ayetinden 11. ayetlerine kadar olan buyruklar vardır. Bu ayetlerde sadece peygamberleri ve onlara nazil olan kitapları inkar etmeyi, cehennem azabına sebep kılmıştır. “O Cehenneme bir grup halinde her konuluşda cehennemin görevli melekleri o gelenlere Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi diye soracaklar. Onlar da diyecekler ki; evet bize uyarıcı geldi de biz yalanladık  ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak açık bir sapıklıktasınız dedik.”



Bu ayetleri gördükten sonra açık Kur'anı Kerim'e iman eden bir kimse bizatihi küfür ve inkarın cehennemlik olmaya tek başına bir sebep olduğuna, küfür ve inkarın yanında hayırlı bir iş, iyi bir amel yapmanın onu  cehennemlik olmaktan kurtaramayacağına inanmayı reddedebilir mi?Şüphesiz eğer bir fark varsa o sadece şu bakımdandır, o azab yerinin pek çok giriş yeri, farklı kapıları vardır. İyi işler yapan ,hayır işleyen kafir bir başka kapıdan girecek, kötü işler yapan kafirler imansızlığının dışında kötü ameller işlediği için, o kötü emellerine uygun daha büyük bir azap kapısından girecektir. Diğer bir deyimle birinin azabı hafif olacak, ötekinin  ki daha sert ve şiddetli olacak, ama cehenneme gitmekten hiçbir kafir kurtulamayacaklar. Çünkü küfür ve inkar Allah'a baş kaldırıdır. Cenneti de Allah başkaldıran için yaratmadı. 

Mümin kula gelince, oda iki çeşittir. Biri, iman etmekle birlikte durumu açısından iyi bir insandır, bir miktar kusur ve hataları olsa da, tövbe etmesiyle bağışlanabilir. Dünyanın musibetleri ,başına gelen hastalıklar, sıkıntılar, çileler, üzüntüler bu günahlarının karşılığı, keffareti kabul edilebilir. Allah kendi lütuf ve keremiyle onu bağışlayabilir. 

Diğer ikinci tip mümine  gelince, çok büyük günahlar işlese de o, Allah'a başkaldıran değil, suçlu olan biridir .Onu affettirecek hiçbir şeyi olmasa bile, ona isyan ve baş kaldırma cezası değil, işlediği suçun veya suçların cezası verilecektir.Dünyada ki kanunlarda bile, devlete başkaldıran isyancı ile suç işlemiş biri aynı seviyede, aynı durumda değildir, ikisine de aynı ceza verilmiyor. O halde Hakimler hakimi en yüce Adalet sahibi Allah'ın başkaldıran durumundaki kafir ile, suç işlemiş suçlu bir insan durumundaki müminin ikisini de aynı seviyede tutması, aynı işleme tabi tutması nasıl beklenebilir ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz