21/09/2021

Nereye Gidiyoruz?

 


Haykırsam kollarımı makas gibi açarak

Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!

                         N.F.

O halde nereye gidiyorsunuz?* Kur’ân, âlemler için ancak bir öğüttür.* Özellikle istikâmet üzere olmak isteyenler için.* Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.(Tekvir:26-29)

 

Hz. Nuh (a.s)da, biricik oğluna böyle seslenmişti.  Herkesin malumu olan tufanda, dev dalgaların arasında kurtulmaya çalışan oğlunu uyarmıştı. “Nereye gidiyorsun?”Ama oğul bildiğini okumuştu.

İnsanlık adına bizler barış dolu, sevgi ve saygı dolu, kardeşlik kokan bir dünya kuramadığımız için “nereye gidiyorsunuz?” sorusuna muhatap oluyoruz.
Hiç kimsenin ötekileştirilmediği, sömürülmediği, kulların kullara kul edilmediği, sermayenin belirli ellerin tekelinde olmadığı bir dünyayı oluşturamadığımız için çoğu zaman basit nedenlerle çıkardığımız tartışmalarla bir birimizi kırıyoruz.

Temel hak ve özgürlüklerin, hukukun   üstün tutulduğu, malların, canların, onurların güvence altına alındığı bir hayat için çırpınmadığımız da hep kaybedeceğiz.
Cenabı Hakk’ın istediği hakça bir dünya yolu çizemediğimiz için tabiat tarafından uyarılıyoruz.
Bugün karşı karşıya kaldığımız sel felaketleri, yangınlar,depremlerden ders alamıyoruz.Bütün bu afetlere kendimizce çareler arıyoruz. Bu yer yüzünün neresine gidersek gidelim, her yerde bir uyarıyla karşılaşıyoruz. Tarih boyunca, bu, hep böyle olmuş. Yazılı, sözlü uyarılardan anlamayan, “Nereye gidiyorsunuz?” sorusuna kulak tıkayan  Âdemoğulları olarak bizler, sonunda böylesi elem verici ikazların muhatabı olmuşuz.
Özgür irademiz ve aklımız, vahye kulak verseydi, bu uyarılarla karşı karşıya kalır mıydık? “Nereye gidiyorsunuz?” sorusuna muhatap olmayacak şekilde “dosdoğru yolu” seçebilseydik halimiz böyle mi olurdu acaba?
Allah’ın istediği gibi hakça bir dünya oluşturabilseydik bunlar olmayacak mıydı? Mutlaka “Sünnetullah” adını verdiğimiz tabiat yasaları icra olunacaktı, ama belki insanoğlunun iskân etmediği mekânlarda veya zamanlarda tecelli edecekti bu olaylar. Kim bilir belki binlerce, milyonlarca can kaybı olmadan gelip geçecekti bu doğa olayları.Belki o zaman Allah’ın rahmet ve rahman sıfatları daha bir başka tecelli edecekti.

Biz, kendi ellerimizle bozduk bu dünyayı. Atıklarımızla çöplüğe dönüştürdük,tabiatın dengesini bozduk.Yetmedi  kin, nefret ve çıkar duygularımızla sosyal hayatımızı kâinata düzen veren  yaratıcımızla, kendimizle hatta tabiat ve sosyal çevremizle bir türlü dengeli bir iletişim kuramadık. Bu nedenledir ki, her zaman “Nereye gidiyorsunuz?” uyarısına muhatap olduk, oluyoruz ve olacağız da.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz