İHANET (GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK)
Enfal suresinin 27-28-29'uncu ayetleri bize toplumsal dersler verir.
يَٰٓأَيُّهَا
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَخُونُواْ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ وَتَخُونُوٓاْ
أَمَٰنَٰتِكُمۡ وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
“Ey iman edenler! Bildiğiniz halde
Allah’a ve Peygamber’e hıyanet etmeyin…”Mealindeki ayetin iniş sebebi hususilik arz ediyorsa da hüküm yönünden umumilik arz etmektedir. Allah’a ve Peygamber’e hıyanette bulunmak, bize inanılıp güvenilerek verilen şeylere ihanette bulunmamıza yol açar. Bunu beş madde halinde özetleyebiliriz:
1-) İslam nimetine
2-) Verilen mal ve makama
3-) Eş ve çocuklara
4-) Devlete
5-) Topluma ve onunla olan ilişkilere
Birincisi; İslam nimetine eriştikten sonra, o yüce emanete layık olmaya çalışmak sadakattir, aksine tutum hıyanettir.
İkincisi; eriştiğimiz servet ve makamın hangi yollarda ve amaçlarda kullanılmasının gereğini bilip, yegâne denetleyicini Allah olduğuna inanarak hareket etmemiz, ona layık olduğumuzu; aksine bir düşünce ve davranışımız hıyanet ettiğimizi ispatlar.
Üçüncüsü; çocuklarımız Allah’ın bize verdiği birer emanettir. Onları Allah’ın arzu ettiği doğrultuda yetiştirmemiz, topluma ve İslam’a kazandırmamız ve yararlı bir vatandaş düzeyine getirmemiz sadakattir, aksine bir yönlendirme veya başıboş bırakma hıyanettir.
Dördüncüsü; devlete yardımcı olmak, devlet sırrının korumak, verilen görevi layıkıyla yerine getirmek, yetki ve güveni kötüye kullanmamak sadakattir, aksine bir tutum hıyanettir.
Beşincisi; Toplumla olan sosyal ilişkilerimizde, ticari münasebetlerimizde söz ve akitlere bağlı kalmak sadakattir, aksine bir tutum ve uygulama hıyanettir.
Bütün sadakat ve hıyanetler, önce Allah’a ve Peygamber’e karşı, sonra da kendimizedir. İlgili ayetle bilhassa bu inceliğe temas edilmekte ve çok dikkatli olmamız emredilmektedir.
MAL VE ÇOCUK BİRER İMTİHANDIR
وَٱعۡلَمُوٓاْ
أَنَّمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَأَوۡلَٰدُكُمۡ فِتۡنَةٞ وَأَنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥٓ
أَجۡرٌ عَظِيمٞ
“Bilin ki,
mallarınız ve çocuklarınız bir deneme ve sınavdan başka değildir.” FİTNE tabiri kullanılarak, mal ve evladın iki tarafı keskin bir kılıç olduklarına işaret edilmiştir.
ALLAH KORKUSU EN SAĞLAM
KISTASTIR
يَٰٓأَيُّهَا
ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن تَتَّقُواْ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّكُمۡ فُرۡقَانٗا
وَيُكَفِّرۡ عَنكُمۡ سَئَِّاتِكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۗ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ
“Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkup (kötülüklerden) sakınırsanız, O, size
bir Furkan verir.”İnsan unsurunu eğitip erdemli kılmak ve yararlı hale getirmek için en tesirli ve en rakipsiz kıstas ve metot, Allah’a iman ve Allah korkusudur. Hiç bir fani ve nesne, O’nun kadar eğitici, geliştirici, olgunlaştırıcı ve güvendirici değildir ve olamaz da… Tarihin akışında bunun binlerce örneği mevcuttur. Zira Allah kendi kelamını, ruhu doldurucu, manevi ihtiyacı giderici, kalbi aydınlatıcı, vicdanı geliştirici ve insan üzerinde denetçi ve yönlendirici bir kudrette indirmiştir.
İşte Kur’an bu kudreti ortaya koyarken, onun feyizli ürününü hemen sergileyerek şöyle sesleniyor: “Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkup (kötülüklerden) sakınırsanız; O size bir Furkan (iyiyi kötüden, hayrı şerden, doğruyu eğriden, sevabı günahtan, temizi murdardan, hakkı batıldan ayıran bir ölçü ve kıstas, bir bilgi ve marifet) verir. Üstelik suç ve günahlarınızı örter ve sizi bağışlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder