Yüce Allah, alemlerin Rabb-ıdır. Alemin içinde, arzın üzerinde Allah'a ve Peygamberine asi olan münkirler, mücrimler vardır. Buna rağmen, yüce Allah'ın Rububiyet sıfatı olan; rızıklandırıcı, tövbeleri kabul edici geniş rahmetinin özelliği bütün insanları kuşatıyor. Çünkü Allah'ın bütün insanları kuşatıcı özelliği, adaletinin gereğidir.
Göğsünde merhamet yüklü bir çınar ağacını taşıyan Ana'lar; Çocuklarına karşı o kadar müşfik ve mümbitlerdir ki, aklı özürlü ve azaları eksik olan biride olsa, Ona da aynı Analık şefkatiyle muamele ederler. Çünkü Ana tüm, evlat ise Onun parçasıdır.
Yüreğinde Ümmetin çocuklarının acısını ve hüznünü taşıyan Muallimler, öğrencilerine karşı merhamet kanatlarını gererler. O kanadın altında bir öğrenci yaramazlık yapsa dahi, yine de merhamet kanatları o öğrenciyi dışlamayıp, onu bağrına basar.
Yarını düşünen bir insan, bir pire için yorgan yakmaz. Eğer yorganını bir pire yüzünden yakmaya kalkışırsa, ertesi gün açıkta kalır. Bir pire için yorgan yakana, ne can güvenilir, ne de mal emanet edilir.
Güneşin kapsayıcı ve kuşatıcı özelliği vardır. Aynen tümün parçası gibi. Güneş bir doğarsa, ne çölün sıcaklığı, ne de kuzey kutbunun buzlarını ve kimi/kimseleri gözetmez. O doğmasına, parlamasına bakar. Yerde sürünen Yılan olsun, gökte uçan Kuş olsun veyahut iyi ve kötü insan olsun, Güneş yinede doğar. Çünkü doğması gerekiyor. Eğer doğmazsa, kapsayacı, kuşatıcı özelliği kalmaz. Bu da Güneş'e yakışmaz.
Çalısız yollarda dolaşan Tavşana: "Niçin dağda çalıların içinde değilsin de buralarda geziyorsun?" diye sormuşlar. O da: "Ben dağa küstüm" diye cevap vermiş.
Bir insan da Allah'tan, anadan, muallimden, tavşan gibi dağdan ve Güneş'ten küsebilir. Ama, ne Allah, ne ana, ne muallim, ne de Güneş hiç kimseye küsmezler. Çünkü bunlar tümdürler parçalanma kabul etmezler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder