21/04/2022

Kadir Gecesi Sıradan Bir Gece Değil

 


Allah’ın  “Gerçekten biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır,” (97. Kadr, 1-3) ayetleriyle övdüğü Kadir gecesi, her yıl gelen mübarek gecelerden bir gece değil,farklı bir mana ifade eden apayrı bir gecedir.

Sezai Karakoç’un Yazılar’da da dediği gibi, Allah, kutsal sözle­rinin bütün ağırlığını bu geceye koymuştur. Bundan 1400 küsur yıl önce Kur’an, kutsal ağırlığıyla ve bir bütün hâlinde dünya göğünün üzerine indi.

Her gündüzün ağırlığı gecede, bütün gecelerin ağırlığı Ka­dir gecesindedir. İşte bunun için Kadir gecesi hayatın ve hilkatin ağırlık merkezi gecesidir.

Gecelerin de bir önderi vardır. Gecelerin önderi, en büyük önder Kur’an-ı Kerim’i kalbinde taşıyan Kadir gecesidir.

İçinde bulunduğumuz böyle bir Kadir gecesinde Kur’an-ı Kerim’in indirilişinden bu yana on dört asırdan fazla bir zaman geçmiştir. Arı, kendine Allah’ın verdiği ilhamla nasıl peteğini örer ve balını yaparsa Müslümanlar da kendi peygamberlerine gelen vahiyle, Kur’an’dan yayılan ışıklarla eşsiz bir medeniyet kurdular.

1400 küsur yıl öncesinde olduğu gibi, bugün de o bizim ha­yat ışığımızdır, gören gözümüz, çarpan kalbimizdir.

Hayatımızın hiçbir çizgisi yoktur ki, oraya Kur’an-ı Kerim’in tuttuğu bir ayna ve bir ışık bulunmasın.

Kadir gecesine bu ismin verilmesinin de derin bir manası var­dır. Kadir gecesine, takdir ve tedbir gecesi denebilir. Bu gecede her şey hikmetlice ayrılmıştır. Ölçüler, esaslar ve prensipler bu gece vazedilmiştir. Bu gece, fertlerin kaderlerinden ziyade mil­letlerin ve devletlerin kaderi, bundan daha önemlisi, gerçeklerin ölçüsü vazedilmiştir.

İslam âlemi Kadir gecesinin taşıdığı bu manaları hakkıyla takdir edememektedir. Bunu yitirdiği günden beri de Allah’ın nimetlerinin en üstün ve en güzelini yitirmiş, vicdan huzurunu, evinin selametini ve toplumun saadetini kaybetmiştir.

Biz müminler tekrar Kur’an ile bağ kurmak için bu hatırayı hiçbir zaman unutmamak zorundayız. Sevgili Peygamberimizin bize mirası olan bu hatırayı -Kur’an’ın ilk defa inişinin hatırası­nı- ruhlarımızda canlandırmak ve ebediyen bu kutlu kaynağa bağlı kalmamızı sağlamak için Kadir gecelerini biz de ‘Kur’an geceleri’ne çevirmeliyiz.

İslam, hiçbir zaman sadece dış görünüşe önem veren şekilci kuru bir din olmamıştır. Onun için ‘Kadir’ gecesini kutlamanın sadece bir şekilden ibaret olmadığını ve bu geceyi ihya etmekten maksadın yukarıda anlattığımız ulvi gerçekleri müminin zihnin­ de ve kalbinde canlandırmak olduğunu vurgulamak şarttır.

İnsana şifa, toplumlara şifa, medeniyetlere şifa ve tarihe şifa olan, Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesini bu duygularla kutlaya­cak olursak, ancak o zaman onun tekrar bizlere ve bütün insan­lığa, şifa saçan ruhunu kavramış oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz