01/05/2018

Kokuşmuş Hayatlar


Kokuşmuş,sapkın ve İç çürümesi yaşayan insanlar;
Öncelikle idrak ve akıl hastalığına yakalanırlar. Doğru düşünme melekesini kaybederler. Hakk’ı bâtıl, batılı hak görürler. Fesatçılığı, bozgunculuğu bir ıslah hareketi olarak algılarlar.

Mesuliyet şuurları ortadan kalkar. Özgürlük adına arzularının esiri olarak sınır tanımaz bir yüzsüze dönüşürler. Ayıp, günah ve hayâsızlık gibi mefhumlar onların lügatinde yer almaz. Hatta hayâsızlığı ve iffetsizliği cesaret olarak takdim ederler. Ar damarları çatlamıştır.

Böylelerinin dili kirlenmiş, ırz ve namus perdeleri yırtılmıştır. Her ikisinde de sınır tanımazlar. Toplumda görülen fuhuş bataklığının, pespayeliğin ve her seviyede tecavüz suçlarının kaynağı, çoğu zaman içleri çürüyüp kokuşan ve âdeta bir bataklık haline gelen bu insan görünümlü aşağılık mahlûklardır.

Hak ve hukuka saygı hassasiyetleri sıfırlanmıştır. Kendilerinin ayakta kalması uğruna âlemin harap olmasını göze alabilirler. Zira gönüllerinde Allah korkusu ve O’nun huzurunda hesap verme şuuru gibi koruyucu zırhları yoktur. Bu sebeple hırsızlık, gasp, zulüm ve hatta cana kıyma gibi durumlar, fırsat varsa yapılabilecek sıradan işlerdir. Hatta fırsatını bulmuşken böylesi imkânları kaçırmak bir çeşit ahmaklıktır.

Şefkat ve merhamet suyu da çekilmiştir. Fakirler, yetimler, kimsesizler, mahzun ve kederli gönüller, onların gündemine düşmez. Hatta bu nevi kimseler, topluma yüktür. Acıma bir tarafa, gözlerinden ve dillerinden nefret akar.

Kokuşmuşluk hastalığı, etrafına da sirayet eden bir hastalıktır. Yakınında bulunanlara da bulaşma riski fazladır. Bu sebeple toplumun sıhhatli fertleri ve iktidar sahipleri, bu nevi hastalığa yakalanmış kimseleri tedavi etme ve ettirme noktasında üzerlerine düşen vazifeleri yapmakla sorumludurlar. Aksi halde bataklık haline gelmiş bu kimseler tüm toplumun helâkine bile sebep olabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Günahsa Benim Günahım Diyemeyiz