İçinde yaşadığımız yüzyıl,
madde perestlik temelinde çoktan anlaşma sağlamış
Batı kültürünün yapmacık metod farkları yüzünden
çekişen ikiz yavruları arasındaki tuhaf
bir kavganın arenasıdır. Çağımız insanının, bu
kavgayı, sanki köklü bir bağdaşmazlığa
dayanırmış gibi, ciddiye alması ve eğri dünya görüşlü kültürün
yoğun tedirginliğin giderilmesini, menfaat bölüşümünde arslan payı
madde perestlik temelinde çoktan anlaşma sağlamış
Batı kültürünün yapmacık metod farkları yüzünden
çekişen ikiz yavruları arasındaki tuhaf
bir kavganın arenasıdır. Çağımız insanının, bu
kavgayı, sanki köklü bir bağdaşmazlığa
dayanırmış gibi, ciddiye alması ve eğri dünya görüşlü kültürün
yoğun tedirginliğin giderilmesini, menfaat bölüşümünde arslan payı
almaktan başka hiç bir dâvası olmayan taraflardan ya
birinin veya
öbürünün kesin zaferinden beklemesi, kurtuluşu geciktiren
acı bir yanılma noktasıdır.
Uzun yüzyıllardan beri kurtarıcı yolun bilgi-
sinden mahrum tutulmuş olan dünya yığınlarının
bu sahtekâr kavga karşısında bocalaması, eğriliğin
Uzun yüzyıllardan beri kurtarıcı yolun bilgi-
sinden mahrum tutulmuş olan dünya yığınlarının
bu sahtekâr kavga karşısında bocalaması, eğriliğin
ana kaynağını teşhis ederek iki yüzlü sözde
kurtarıcıların aynı nefretle kaşılarına dikilme
mesi, bir dereceye kadar mazur görülebilir.Fa
kat aralarında çatışır görünseler bile, küfürden
yana olanların aslında "tek bir millet olduğunu”
hem Allah Resul'ünün (Salât ve selam üzerine
olsun) dilinden ve hem de insanlık tarihi ile
yaşıt olan acı tecrübelerinden iyice öğrenmiş ol
ması gereken müslümanların aynı teşhis hata
sına düşmeleri, anlaşılır ve bağışlanır bir ku
sur değildir.
kurtarıcıların aynı nefretle kaşılarına dikilme
mesi, bir dereceye kadar mazur görülebilir.Fa
kat aralarında çatışır görünseler bile, küfürden
yana olanların aslında "tek bir millet olduğunu”
hem Allah Resul'ünün (Salât ve selam üzerine
olsun) dilinden ve hem de insanlık tarihi ile
yaşıt olan acı tecrübelerinden iyice öğrenmiş ol
ması gereken müslümanların aynı teşhis hata
sına düşmeleri, anlaşılır ve bağışlanır bir ku
sur değildir.
Buna göre günümüzdeki dağınıklık ve za-
vallılığımızın asıl sorumlusu, düşman ideolojiler
değil, onları özümüze yabancı ve aykırı bileme
miş olan kendi çarpık bakış açımızdır. Dünyaya
bakışımızın temelinde yatan bu yanlış görüşü-
müz yüzünden yüzyıllardır bir türlü iki ayak üze
rine doğrulamayışımızın kabahatini, sadece din
düşmanlarımıza yükleyegelmişizdir. Sanki bizim
hiç bir eksiğimiz yokmuş ve sanki şu ya da bu
düşman girişiminin üzerimizdeki başarısı, yapı
mızda çöreklenmiş köklü bozukluklar yüzünden
değilmiş gibi her zaman kusuru sırtına yükleye-
cek yabancı bir “abalı” aramışızdır.
vallılığımızın asıl sorumlusu, düşman ideolojiler
değil, onları özümüze yabancı ve aykırı bileme
miş olan kendi çarpık bakış açımızdır. Dünyaya
bakışımızın temelinde yatan bu yanlış görüşü-
müz yüzünden yüzyıllardır bir türlü iki ayak üze
rine doğrulamayışımızın kabahatini, sadece din
düşmanlarımıza yükleyegelmişizdir. Sanki bizim
hiç bir eksiğimiz yokmuş ve sanki şu ya da bu
düşman girişiminin üzerimizdeki başarısı, yapı
mızda çöreklenmiş köklü bozukluklar yüzünden
değilmiş gibi her zaman kusuru sırtına yükleye-
cek yabancı bir “abalı” aramışızdır.
“Falan ırkın ajanları aramıza fesat sokma-
saydı; şimdi kaya gibi sapasağlamdık”; “filán
ideolojinin militanları, sürekli olarak özümüzü
kemirip durmasaydı, bu gün bu hale düşmezdik”
tarzındaki ucuz bahaneler, peki, bütün bunlara
fırsat ve cesaret veren, bizim öz zaafımız
değil mi?, sorusuna karşılık vermekte güçlük çekeceği
gibi üstelik bu feryadlar, yüzdeyüz haklı olduk
ları zaman bile çöküntümüzün içe-dönük sebeplerini
saydı; şimdi kaya gibi sapasağlamdık”; “filán
ideolojinin militanları, sürekli olarak özümüzü
kemirip durmasaydı, bu gün bu hale düşmezdik”
tarzındaki ucuz bahaneler, peki, bütün bunlara
fırsat ve cesaret veren, bizim öz zaafımız
değil mi?, sorusuna karşılık vermekte güçlük çekeceği
gibi üstelik bu feryadlar, yüzdeyüz haklı olduk
ları zaman bile çöküntümüzün içe-dönük sebeplerini
araştırmamızı geciktirdikleri ölçüde zararlı
etkilerini belirtmek istedikleri düşman komplo
rından daha yıkıcıdırlar.
etkilerini belirtmek istedikleri düşman komplo
rından daha yıkıcıdırlar.
İslâma düşman olanların varolageldiği ve Kı
yamet gününe kadar da varolagideceği, bizi yıl
dırmamalıdır. Biz islâmı, özüne uygun olarak an-
layıp yaşama cehdi etrafında kenetlenen, bağım-
sız şahsiyetli bir cemiyet örneği olabildikten
sonra hiç bir düşman teşebbüsü, aleyhimizde
beslediği emele ulaşamaz.
yamet gününe kadar da varolagideceği, bizi yıl
dırmamalıdır. Biz islâmı, özüne uygun olarak an-
layıp yaşama cehdi etrafında kenetlenen, bağım-
sız şahsiyetli bir cemiyet örneği olabildikten
sonra hiç bir düşman teşebbüsü, aleyhimizde
beslediği emele ulaşamaz.
Üstelik islâma zıt cemiyet düzenlerinin var-
lığı, baskın ihtimallerine karşı uyanıklığimızı pe-
kiştireceği oranda ve Allah'ın yasaklarını gele
nek haline getirenlerin felâketli akibetlerine ör
nek olarak tarafımızdan titizlikle değerlendiril
dilkleri ölçüde faydamıza bile hizmet edebilirler.
lığı, baskın ihtimallerine karşı uyanıklığimızı pe-
kiştireceği oranda ve Allah'ın yasaklarını gele
nek haline getirenlerin felâketli akibetlerine ör
nek olarak tarafımızdan titizlikle değerlendiril
dilkleri ölçüde faydamıza bile hizmet edebilirler.